Araba Kiralayarak Antalya’yı Gezmek

Araba Kiralayarak Antalya’yı Gezdim

Doğma büyüme Ankara’lı olarak denize hasret insanlarızdır. Bu yaz sürekli aklımda olan ve nedense hep ertelediğim bir şehirdi Antalya. Burayı deneyimlemek ve tam anlamıyla Antalya’nın her bir köşesini ziyaret etmek için kendime bir plan oluşturdum. Bütün bir Antalya gezimi araba kiralayarak gerçekleştirmeyi planladım.

İlk olarak Antalya’nın gezilecek yerlerini araştırmakla başladım işe. Ancak gezilmesi gereken o kadar çok yer varmış ki, mutlaka aralarından seçim yapmam gerekiyordu. Listemi şu şekilde daralttım;

  • Konyaaltı Plajı

  • Kaleiçi

  • Lara Plajı

  • Antalya Kent Müzesi

  • Aspendos Antik Tiyatro

  • Olimpos Antik Kenti Ve Plajı

Gezim yalnızca 1 haftalık olduğu için ancak listemde 6 önemli gezi yeri oluşturabildim. Tabii ki ekstra olarak gördüğüm çok yer olmuştur ama buraları Antalya’nın görülmezse olmaz yerleriydi.

 

Havalimanı’na İniş

Ağustos sıcağında Antalya Havalimanı’na iniş yaptığımızda sıcaklığın her bir zerresini üzerimde hissettim. Gerçekten şehir bir fırın gibiydi. Ancak bu sıcağa rağmen içimde şehrin en güzel yerlerini görmek için taşıdığım heyecan bir gram azalmadı. Nemli, deyim yerindeyse tropikal ama bir o kadar da egzotik bir hava.

Kalacağım oteli hemen her yere yakın olan Konyaaltı ilçesinde ayarlamıştım. Havalimanından çıktığımda yapmam gereken ilk iş otele yerleşmekti.

 

 

Uçuştan 1 gün önce Antalya’da araç kiralamak için kısa bir araştırma yaptım. 1 hafta boyunca Antalya’da araçsız gezmek işkenceye dönebilirdi. Villadom Araç Kiralama firmasından araba kiraladım. Hem ekonomik, hem temiz hem de kaliteli bir araca ihtiyacım vardı. Websitelerindeki telefon numarasını aradım. Belki de Antalya’da tanıdığım en cana yakın insan olan Fatih Bey ile ilk olarak burada tanışmıştım.

Kiraladığım Araç Şuydu;

Kiralamak istediğim aracı söylediğimde hemen çözüm ürettiler. Ancak otele yerleşmek için bir de taksiye ayrı para vermek istemedim doğal olarak. Kendilerine beni kiralayacağım araç ile havalimanından almalarını söyledim. İniş yaptığım dakika oradaydılar sağolsunlar. 15-20 dakika gibi kısa bir sürede Konyaaltın’da kalacağım otele vardık. Unutmadan, 1 haftalık araç kiralama ücreti yalnızca 1000 TL tuttu. Hem de havalimanına gidiş gelişim konusunda sorunsuz bir hizmet aldım.

Otele Giriş

Resepsiyonda kısa bir süre bekledikten sonra odaya girdim. Tam da hayal ettiğim gibi sevimli bir oda karşımdaydı.Saat 16:00 sularıydı sanırım. Vakit kaybetmede Antalya’yı gezmem gerekiyordu ama uçak bile olsa yoruyor insanı. Bu nedenle bugün odamın keyfimi çıkarıp bir güzel dinlenmek istedim. Gezim asıl olarak 2. Gün başlıyordu.

2. Gün

Sabahın erken saati ilk yapmak istediğim şey Konyaaltı plajını ziyaret etmek. İnternette de araştırdığımda, ülkemizin en önemli 3 plajı arasında yer aldığını biliyordum. Sırt çantamı alıp yürüyerek plaja gittim. Gördüğüm manzara harikaydı;

Bu plaj tamamen çakıl taşlarından oluşuyor. Hem şehir gezisi hem de denize girmek için harika bir şey bu. Çünkü kendinizi incecik kumlardan temizlemek zorunda değilsiniz. Spor ayakkabıyla gelin, girin ve çıkın. Bu kadar basit. Denizi biraz tuzlu olsa da, yüzmek için harika bir yer olduğunu söyleyebilirim.

Size tavsiyem, Konyaaltı plajı için mutlaka bir günden daha fazla zaman ayırın, insan buraya doymuyor.

 

Kaleiçi

Saat 17:00 sularında gelmişti. Plajda işim bitti ve hemen otelin önünde bıraktığım kiralık arabama atladım. Hedef bu kez Kaleiçi.

Hiçbir trafik derdi çekmeden Kaleiçi’ne 15 dakika gibi kısa bir sürede vardım. Kaleiçi’ne araçla da girilebiliyor ancak ben bunu asla tavsiye etmiyorum. Kaleiçi’ne yakın bir yerde arabanızı bırakın ve burayı yürüyerek gezin. İnsan ölmeden önce mutlaka bu sokaklarda yürümeli.

Şu güzelliklere bakın;

 

Kaleiçinde geceyi yaptıktan sonra otele geri döndüm. Kısacası 2. Günüm harika bir plajda yüzüp güneşlenmekle ve Kaleiçi’nin harika mekanlarında bir şeyler içmekle geçti. Bugün harikaydı ama kim bilir, belki yarın daha güzel olacaktı J

3. Gün

Bugün rotam öncelikle Antalya kent müzesiydi. Bir arkeoloji mezunu olarak buraya uğramazsam olmaz. Burada gördüklerimi yazmak yerine fotoğraflamak istedim;

Aspendos

Kent müzesini gezdikten sonra ilk işim Aspendos Antik Tiyatrosuna gitmekti. Burası Antalya’nın merkezine biraz uzak. O yüzden arabanız yoksa yorucu olabilir. Ancak ben araç kiraladığım için gitmek çok keyifli oldu.

Samimiyetle söyleyebilirim ki Aspendos, ülkemizin en iyi antik tiyatrosudur diyebilirim. Birçok antik kent gezdim ancak hiçbir yerde bu kadar net ve deforme olmamış bir antik kent görmedim. Çektiğim birkaç resim;

Herkese tavsiye ediyorum demeyi gerekli görmüyorum bu resimden sonra 🙂

4. Gün

Listede gitmediğim Lara ve Olimpos kaldı ancak bugün gitmedim. 4. Gün komple Konyaaltı’nı ve Antalya’nın merkez ilçesi Murapaşa’yı gezmek istedim. Öğle vakti arabaya atladım ve ilk olarak Konyaaltı’nın sokaklarını gezmekle başladım. Burada gerçekten Türk’ten fazla yabancı olduğunu söylebilirim.

Bugünüm zaman zaman arabadan inerek zaman zaman arabaya binip müzik eşliğinde Antalya’nın sokaklarını gezmekle geçti. Son derece keyifli bir gündü.

5. Gün

Bugün dışarıya çıkmak için hiç zaman kaybetmedim. Plajlık tüm ihtiyaçlarımı çantama doldurdum ve hedefim Lara Plajıydı. Konyaaltı’ndan araçla Lara plajına biraz trafik ile birlikte 40 dakika sürdü. Burada hayatımda görmediğim kadar otel gördüğümü söyleyebilirim.

Plaj tamamen ince kumdan oluşuyor ve güneşlenebilecek yer alanı çok büyük. Ben pek kum sevenlerden değilim ancak tercihi bu yönde olanlar için bulunmaz bir nimet.

Denizinin de oldukça güzel ve yüzmenin keyifli olduğunu söyleyebilirim. Aynı zamanda manzarası da harika!

6. Gün

Güneşe iyice doyduğumu söyleyebilirim. Aynı zamanda da denize. Bugün Antalya merkeze 70 km uzaklıkta olan Olimpos’a gittim. Olimpos’a varmadan önce Antalya’nın meşhur ilçesi Kemer’i de görme fırsatı buldum. Çok sakin ve sevimli bir yerdi Kemer. Belki gelecek tatil planımı sadece Kemer’e düzenleyebilirim.

Olimpos’a uzun süren bir yokuşun sonunda giriş yaptım. Burası hem bir Antik Kent, hem Bungalov evlerin kiralandığı bir butik otel mekanı, hem sahiline çadır atabileceğiniz kamp alanı, hem de denizine girebileceğiniz bir sahil. Kısacası tatilinizi geçirmek için mükemmel bir yer.

Olimpos plajı;

 

Son Gün

Bugün Ankara’ya geri dönüş günümdü. Neler yaptığımı kısaca düşündüğümde gerçekten harika bir tatil geçirdiğimi söyleyebilirim. Hatta benim görebildiğim Antalya’nın sadece küçük bir kısmı. Alanya, Manavgat, Kaş, Kemer gibi görülmesi gereken onlarca yer daha var. Ancak ne yazık ki bir haftada ancak bu kadar yer gezebildim. Eğer araç kiralamasaydım çok daha az yer görebilirdim.

Otelden 12 olmadan önce çıkışımı yaptım. Aracı kiraladığım yer beni havalimanına kadar bıraktı ve arabayı da orada teslim etmiş oldum.

Sonunda uçağa bindim. Ankara’ya doğru havalanırken aklımdan tek bir şey geçiyordu;

Tekrar geleceğim Antalya…